Kapı Stoperi Nedir Ne İşe Yarar? Toplumun Görünmeyen Sınırlarına Dair Sosyolojik Bir Okuma Bir sosyolog olarak, gündelik hayatın sıradan nesnelerine bakarken onların sessiz ama güçlü anlamlarını fark etmekten kendimi alamam. Bir kapı stoperi düşünün. Basit, sıradan, küçük bir eşya… Ama bu küçük nesne, aslında toplumun sınırlarını, ilişkilerini ve hatta güç dengelerini yansıtan bir semboldür. Toplumsal yapıların, bireylerin davranışlarını nasıl şekillendirdiğini anlamak istiyorsak, o yapının içindeki en küçük detaylara bile dikkatle “bakmamız” gerekir. Çünkü her nesne, bir toplumsal işlev taşır — tıpkı bir kapı stoperinin, kapının açılma biçimini ve sınırını belirlemesi gibi. Kapı Stoperinin İşlevi: Fiziksel Nesneden Toplumsal Metafora TDK’ya göre…
6 YorumYazar: admin
“Indike” ne demek? Anlamı, kökeni ve güncel kullanım tartışmaları Indike, en yalın haliyle “uygun görülen, yapılması gerektiği işaret edilen” anlamına gelir. Türkçede özellikle tıp, hukuk ve sosyal bilimlerde bir işlemin ya da yaklaşımın gerekli olduğuna dair işaret taşıdığı durumları belirtmek için kullanılır. Örneğin “cerrahi müdahale indike değildir” cümlesi, ameliyatın mevcut kanıta göre uygun olmadığını söyler. Gündelik dildeyse “bir şeyi ima etmek, göstermek” tonuyla da karşılaşılır; ancak bu alan dışı kullanım, teknik bağlamdaki kesinlikten daha gevşektir. Tarihsel arka plan: Latince “indicare”den tıbbi dile Kelimenin kavşağı Latince indicare (göstermek, işaret etmek) fiilidir. Oradan Fransızca indiquer ve İngilizce indicate biçimleri gelişir. Modern bilim…
4 YorumKalp Yetmezliği Zamanla Geçer mi? İki Farklı Mercekten Düşünenler İçin Kapsamlı Bir Yanıt Ben, meseleleri tek gözle görmeyenler kulübündeyim. Sağlık gibi kritik konularda bile bir yanda verilerle konuşanları, öte yanda deneyim ve toplumsal etkiler üzerinden düşünenleri aynı masaya çağırmayı seviyorum. “Kalp yetmezliği zamanla geçer mi?” sorusu da tam böyle: Kimi “ölç, kanıtla” derken; kimi “bedenin fısıltılarını dinle, gündelik yaşama etkisine bak” diyor. Gelin, iki yaklaşımı da ciddiye alıp aynı çatı altında buluşturalım. Kısa cevap: Kalp yetmezliği çoğu kişide kronik ve yaşam boyu yönetim gerektiren bir durumdur; “kendiliğinden tamamen geçmesi” beklenmez. Ancak uygun tedavi (ilaçlar, yaşam tarzı, bazı olgularda cihaz/ameliyat) ile…
Yorum BırakGörme Engelliler Türleri Nelerdir? Psikolojinin Derin Merceğinden Bir Bakış İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak her zaman şu soruyla başlarım: “Görmek nedir?” Görme, yalnızca fiziksel bir duyum değildir; aynı zamanda bir bilişsel süreç, bir duygusal deneyim ve bir sosyal etkileşim biçimidir. Görme engeli bu anlamda yalnızca bir “yetersizlik” değil, insan zihninin ve toplumsal yapının görme biçimlerini yeniden tanımlayan bir olgudur. Bu yazıda “Görme engelliler türleri nelerdir?” sorusuna sadece tıbbi değil, psikolojik bir mercekten bakacağız. Çünkü insan, yalnızca gözleriyle değil, zihniyle ve kalbiyle de görür. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Görme Engeli Bilişsel psikoloji, algı, dikkat, hafıza ve problem çözme süreçleriyle ilgilenir.…
Yorum BırakGöreceli Gerçeklik Nedir? Ekonomik Kararların Değişken Dünyasında Hakikatin Yeni Yüzü Bir ekonomist olarak en temel gerçekle yüzleşirim: Kaynaklar sınırlıdır, ancak insan ihtiyaçları sınırsız. Bu basit ifade bile bizi derin bir felsefi tartışmanın ortasına taşır. Çünkü “gerçek” dediğimiz şey, çoğu zaman rakamlardan, beklentilerden ve tercihlerden oluşan göreceli bir inşadır. Ekonomide her veri, her karar, her fiyat aslında bir “yorumu” temsil eder. İşte burada göreceli gerçeklik kavramı devreye girer — hakikatin herkes için aynı olmadığı, çıkarların ve koşulların gerçeği sürekli yeniden şekillendirdiği bir dünyayı anlatır. Ekonomide Gerçekliğin Doğası: Sayılar mı, Algılar mı? Klasik ekonomi teorisi, insanların rasyonel kararlar verdiği varsayımına dayanır. Ancak…
Yorum BırakGram’dan Sonra Ne Gelir? Tarihsel Bir Perspektif ve Toplumsal Dönüşüm Geçmişi Anlamaya Çalışan Bir Tarihçinin Samimi Girişi Bir tarihçi olarak, zamanın izlerini takip etmek bana her zaman büyük bir anlam ifade etmiştir. Geçmişin derinliklerine inmek, insanlık tarihinin evrimini anlamak, sadece olayların sırasını öğrenmekten daha fazlasını gerektirir. Bir anlamda, her bir adım, her bir dönüm noktası, insanlığın toplumsal yapısını, düşünsel evrimini ve kültürel mirasını şekillendiren parçalardır. Bugün gram bir ölçü birimi olarak kabul ediliyor ve binlerce yıl öncesine dayanan bir birimsel sistemin parçası olarak karşımıza çıkıyor. Peki, gramdan sonra ne gelir? Bu basit bir soru gibi görünse de, aslında tarihsel süreçlerin,…
6 YorumBazı fotoğraflar vardır, bakarsınız ama sanki size de bakıyordur. Bir karedeki göz kırpması, rüzgarda savrulan bir saç teli ya da bir gülümsemenin milisaniyelik hareketi… İşte o anlarda, “fotoğraf mı bu, yoksa bir anın kendisi mi?” diye düşünürsünüz. Bugün tam da bu büyülü dünyanın kapısını aralıyoruz: Hareketli fotoğraf nedir? Hareketli Fotoğraf Ne Demek? Zamanın Donup Akması Hareketli fotoğraf, temel olarak durağan bir kareye ufak bir hareket unsuru eklenmesiyle oluşan bir dijital ifade biçimidir. Kimi zaman bir GIF, kimi zaman “cinemagraph” denilen teknikle hazırlanmış bir görsel olarak karşımıza çıkar. Bu tür fotoğraflarda görüntünün büyük kısmı sabittir, yalnızca belirli bir bölge hareket eder.…
Yorum BırakEskaza Nasıl Yazılır TDK? Bir Kelimenin Tarihsel Yolculuğuna Antik Bir Bakış Geçmişin izlerini takip eden bir tarihçi olarak, kelimelerin kaderine tanıklık etmek her zaman büyüleyici olmuştur. Diller, toplumların ruhunu taşır; sözcükler, zamanın içinden geçerken değişir, evrilir, bazen de yanlış anlaşılır. Bu bağlamda, “eskaza” kelimesi yalnızca bir yazım meselesi değil; tarih boyunca kültürel dönüşümlerin, dilsel sadeleşmenin ve anlam kaymalarının küçük ama anlamlı bir örneğidir. Bugün “Eskaza nasıl yazılır TDK?” diye sorarken, aslında dilin tarihsel katmanlarını, toplumsal bilinçle kurduğu bağı da sorguluyoruz. Eskaza’nın Kökeni: Osmanlı’dan Günümüze Uzanan Bir Sözcük “Eskaza” kelimesi Arapça kökenlidir ve “bi’l-kazâ” (بالقضاء) ifadesinden türemiştir. Bu ifade, “rastlantı sonucu,…
8 YorumHun Devleti Türk mü? Tarih, Kimlik ve Öğrenmenin Gücü Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Öğrenme yalnızca bilgi edinmek değil, kim olduğumuzu ve dünyayı nasıl gördüğümüzü şekillendiren derin bir dönüşüm sürecidir. Bir eğitimci olarak öğrencilerime her zaman şunu söylerim: “Gerçek öğrenme, sadece geçmişi bilmek değil, geçmişle bugünü anlam köprüleriyle birleştirebilmektir.” Hun Devleti’nin Türk olup olmadığı sorusu da bu anlam köprüsünün önemli bir parçasıdır. Çünkü bu soru, sadece tarihsel bir kimlik tartışması değil; aynı zamanda kültürel aidiyetin, öğrenmenin ve toplumsal hafızanın nasıl inşa edildiğini anlamamızı sağlar. Hun Devleti ve Tarihsel Bağlam Hunlar, tarih sahnesine M.Ö. 3. yüzyılda Orta Asya bozkırlarında çıkan, güçlü bir…
4 Yorum“Göbeç” Ne Demek? Yerel Bir Kelimenin İzinde Göbeç, standart yazı dilinde yaygın olmayan; ancak Anadolu’nun farklı bölgelerinde “göbek” kelimesinin ses ve biçim bakımından çeşitlenmiş bir halk söyleyişi olarak karşımıza çıkan yerel bir sözcüktür. Temel anlam alanı, “merkez, orta kısım, karın/bel bölgesi” gibi göbek ile kesişir; kimi yörelerde ise belirli nesne ve yer adlarında donmuş bir biçim hâline gelir (ör. Göbeç Köyü mevkii). Bu yazı, sözcüğün muhtemel köken ilişkilerini, yöresel kullanımlarını ve güncel akademik tartışmaları özetler. Türkçenin ortak söz varlığı ile ağızların dinamik ilişkisini de arka planda tartışır. Kaynaklar yazı sonunda yer alır. Köken ve Biçim: “Göbek”ten “Göbeç”e Türkiye Türkçesinde göbek…
Yorum Bırak